Tercihler ve Kaçınılmazlık: Mr. Nobody Üzerine Kişisel Notlar

private 18 Ağu 2025

Hayatta çoğu zaman seçimler yaparız. Küçük veya büyük…
Ne yiyeceğimizden tut, kiminle birlikte olacağımıza, nerede yaşayacağımıza kadar her karar, bizi başka bir yola sokar. Ve çoğu zaman, bu yolların nereye çıktığını bilmeyiz.

İşte Mr. Nobody tam da bu noktada bize rahatsız edici bir soru soruyor:
“Peki ya tüm olasılıkları bilseydin? Karar vermek daha kolay mı olurdu, yoksa imkânsız mı?”

Filmde Nemo, çocuk yaşta bir karar vermek zorunda kalır: Annesiyle mi gidecek, yoksa babasıyla mı kalacak? Bu basit gibi görünen seçim, aslında sonsuz sayıda olasılığın kapısını açar. Film, bu olasılıkların hepsini bize gösterir:

Aşkın tutkulu ama kırılgan olduğu hayatlar,
Konforlu ama ruhsuz evlilikler,
Yalnızlıkla, kayıpla, pişmanlıkla geçen yaşamlar…

Ve işin en çarpıcı tarafı şu: Bu hayatların hiçbiri “tek doğru” değil. Her seçim, farklı bir mutluluk ve farklı bir acı getiriyor.

Beni en çok etkileyen kısım, tüm olasılıkları bilmenin seçim yapmayı kolaylaştırmak yerine daha da zorlaştırması oldu. Çünkü eğer diğer yolların sonunu bilmiyorsak, karar verirken sadece umut ederiz. Ama her ihtimalin sonucunu biliyorsak, bu bilgi bir yük haline gelir. Her seçim, diğer tüm olasılıkların kapanması demektir. Ve o kapılar kapandığında, geri dönüş yoktur.

Mr. Nobody sadece romantik bir hikâye değil; aynı zamanda zaman, kaos teorisi ve olasılık üzerine düşündüren bir yapım. Film boyunca hem duygusal hem de zihinsel olarak bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Bu nedenle herkesin beğeneceği bir film değil; sabır, dikkat ve sorgulama isteği gerektiriyor.

Film bittiğinde, kendime şunu sordum: “Doğru karar diye bir şey var mı, yoksa her yolun sonunda farklı ama eşit derecede anlamlı bir hayat mı var?” Belki de hayatın güzelliği, cevabın asla kesin olmamasında yatıyor. Belki de hayatın asıl güzelliği, sonuna doğru giden akışı bilmemektir. Evet, sonunda hepimiz öleceğiz. Ama oraya giden yol, seçimlerimizle şekillenecek. Her tercih, bu yolun süresini, şeklini, manzarasını değiştirecek. O yüzden, hayatta olmak, sadece nefes almak değil; bilmediğin yollara adım atmak, tahmin edemediğin sonuçlarla karşılaşmak, “ya olursa?” dediğinde bile ilerlemeye devam etmek. Çünkü bazen en güzel manzara, haritada olmayan yolda çıkar karşına.